Ana içeriğe atla

Tüketmemeye Direnin


İstanbul Shopping Fest 2013

08 – 30 Haziran tarihlerinde Alışveriş Merkezlerinin daha geç kapatılmasına neden olacak festival başlıyor.

Gezi Parkı’nda AVM istemiyoruz diye yükselen seslerin arasından bir haykırış da AVM mağazalarında çalışanlardan gelse nasıl olur?

Her yıl çoğalan alışveriş merkezlerinin pek çok insana da istihdam kapısı olduğunu göz ardı etmek haksızlık olur. Artı hepimiz içinde çeşit çeşit mağazalarıyla pek çok hizmeti barındıran bu yapılarda vakit geçirmeyi seviyoruz. Aksini iddaa etmek yalancılık olur. Fakat bu sistemdeki yanlışlıkları görmezden gelmeyi gerektirmez.

Onlar; haftasonu izin kullanamazlar, resmi tatil ve bayramlarda çalışırlar (çünkü her türlü kurum kapalıdır ancak AVM’ler kapatılmaz), çalışanlardan esnek çalışma saati beklenir (bu da 12 saat ayakta durmak demektir), sayım yapan mağazalarda siz dışarıda söylenirken içeride iki gündür dışarı çıkamamış insanlar vardır gibi…

Tüketimi çılgınlığa dönüştürmenin ekonomiye katkısı olduğu düşünülsede bazen hem aile bütçesine hemde çalışanlara zararı dokunabilmektedir.

Alışveriş Festivali’nde AVM’lerin kapanış saatlerin uzatılması bir ay boyunca çalışanların hayatını olumsuz etkilemektedir.

Bu durumu Twitter’daki  @cinsherif kullanıcısının gönderdiği tweet çok net anlatmaktadır.

@yektakopan Shopping Fest'te gece 02:00'da kapanir Avm. Personelleri ise sabaha karsi 3:30'da girer evlerine esinin yanina cocugunun odasina”

Gezi Park’ında AVM yapılmasına karşı olduğumu da belirmek isterim.

Ve twitter da Kerem Fırtına kullanıcısının başlattığı #avmboykotubaslasin fikrinin etkili olması durumunda sistemin bu duruma nasıl önlem alacağını da merak ediyorum.

Avm yapılmak için halk tartaklanıyor, sonra o halk avm den alışveriş yapıyor. #avmboykotubaslasin

Son olarak çok amaçlı toplu konutların hani içerisinde AVM yapılan, iş merkezide olan ama evinizin de bulunduğu yapıların, aslında birer getto olduğunu ve insanların başka yaşam alanlarına gitmesini istemeyen bir sistem kurulmaya çalışıldığının da farkına varılması gerektiğine inanıyorum.     

Sosyal Sorumluluk

Koç Holding ve Altı Nokta Körler Derneği’nin (Jotun Boya işbirliğinde) yürüttüğü iki farklı projeden haberiniz var mı?

Koç’un Ülkem İçin Engel Tanımıyorum projesi sizden; sadece iletinizi bağışlamanızı istemektedir. Bu sayede engellilere karşı toplumsal bilincin ve duyarlılığın arttırılması amaçlanmaktadır.

Örneğin “Algılama ve öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerle iletişim kurarken karmaşık cümleler kurmaktan kaçının. Destekleyici ve dostça davranın.” gibi iletileri paylaşarak sizde çevrenizi bilgilendirebilirsiniz.

Bunun  için www.iletinibagisla.com adresini ziyaret etmeniz ve sosyal medya hesabınızla uygulamaya bağlanmanız yeterli olacaktır. Ayrıca Twitter da #engeltanimiyorum hashtag ını kullanarak da paylaşımda bulunabilirsiniz.

Altı Nokta Körler Derneği Renkler Herkes İçindir projesi ; bir görme engellinin çevresindeki renkleri öğrenebileceği özel bir yazılıma ücretsiz kavuşmasını amaçlamaktadır. Destek için çekilen kısa filmi izlemeniz gerekmektedir.  

Derneğin İstanbul Şube Başkanı Murat Demirok’un da filmde dediği gibi:
“Lütfen bu filmi paylaşın, daha fazla insan duysun, daha fazla insan bu imkandan yararlansın.”

Sizde www.renklerherkesicindir.com adresindeki  filmi izleyerek, bir görme engellinin hayatına renkleri katabilirsiniz.

Türkiye’de internet kullanıcılarının yüzde 79 unun sosyal medya platformlarını kullandığı düşünüldüğünde; insanlara tek bir tıklamayla, engellilere yardım imkanı sağlamak ve farkındalık oluşturmak güzel bir fikir olsada duyurusunun da iyi yapılması gerektiğini unutmayalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Manen Kadın Olmak

Osmanlı Dönemi  Kadın Hakları Tartışmaları Yıl 1912 Fatma Nesibe Hanım 300 kadın dinleyici önünde konuşuyor: -Ah, evet diyorlar ki: ”Kadınlar hangi haktan bahsediyor? Hakları varsa hilkatten istesinler (yaradılış)! Ondan şikayet etsinler... Onları manen, maddeten zaif 1 ve kabiliyetsiz yaradan biz değiliz a!.. Kuvvetin zaife galebesi 2 ! Bu pek tabiidir. Ve muvazene 3 , kainatın en büyük kanunudur.” Fakat aldanıyorlar, sizi temin ederim ki aldanıyorlar, hanımlar! “Maddeten...” kaydına itiraf edelim, inanmaya mecburuz. Bu böyle! Ah, şu zaif kollarımda kuvvet olsaydı. Hilkat bana demir pençe, sert bir kalp verseydi, yapacağım ilk iş, birçok erkeğin kafasını paralamak olacaktı!... Fakat “manen” bunu kabul edemeyiz hanımlar... (Kaynak Aynur Demirdilek Araştırmasından) * Yazıma bir alıntı ile başlamak istedim. Çünkü zaman değişir ama kadınlara bakış açısı değişmez diyorum.  Aradan 100 yılı bırak artı 1 yıl daha geçmiş sizce kadınların aciz ve kabiliyetsiz görülmesinin önüne

Roma Seyahati (1. Bölüm)

MERHABA; 2014 yılında gerçekleştirdiğim İtalya seyahatimde çektiğim görüntüler, aslında kendime anı olması içindi fakat şuanda içinde bulunduğumuz Covid-19 Salgını dolayısıyla seyahatlere de pek çok kısıtlama getirildi ve bir süre yurtdışı gezileri mümkün görünmüyor, bu durumda bende geçmiş güzel günleri sizinle paylaşarak belki de gelecekte yapacağınız seyahatlere, ilham vermek istediğim için bir seyahat vlog serisi hazırlamaya karar verdim. İlk Bölüm Roma'yı umarım beğenirsiniz, kanalıma abone olmayı unutmayın, iyi seyirler...